Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, 50 yıl önce kapısından öğrenci olarak girdiği Hacettepe Tıp Fakültesi’ne veda ediyor.

Meltem GÜNAY

Kovid döneminde Türkiye’nin belki de en çok tanınan ismi oldu Prof. Dr. Mehmet Ceyhan. Çıktığı televizyon ekranlarında, gazete haberlerinde en doğruyu anlatmaya halkı bilgilendirmeye çalıştı. Yılların verdiği mesleki tecrübesini paylaşırken bazen en sevilen bazen de hedef tahtasına en çok konulan uzmanlar arasına girdi. Şimdi yaş haddiyle birlikte 50 yıl önce öğrenci olarak girdiği tüm akademik kariyerini, çalışmalarını gerçekleştirdiği Hacettepe Tıp Fakültesine veda ediyor.

GÖNÜL RAHATLIĞIYLA BIRAKIYORUM

67 yaş sınırı nedeniyle 2 Nisan’da emekli olacak olan Prof. Dr. Ceyhan, “50 yıllık serüvenin sonu. Tam 50 yıl önce öğrenci olarak kapısından girdiğim Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi’ndeki görevimi genç arkadaşlarıma gönül rahatlığıyla bırakıyorum. Onlar bu bayrağı çok daha ileriye taşıyacaklar” diyerek ayrılıyor. Patronlar Dünyası’na konuşan Prof. Dr. Ceyhan, çalışmaktan, üretmekten ve halkı bilgilendirmekten asla vazgeçmeyeceğini anlattı.

Elazığ’da 1957 yılında dünyaya gelen ve ebe olan halasının köy köy dolaşarak yaptığı aşı çalışmaları sırasında doktor olmaya karar veren Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, ilk tercihi olan Hacettepe Tıp Fakültesi’ne girdi. Mezuniyetinin ardından çocuk enfeksiyon hastalıkları konusunda uzmanlaşan Prof. Dr. Ceyhan, Hacettepe’de Çocuk Enfeksiyon Bölümü’nü kuran isimlerden biri. Bir sene ABD’ye giderek özellikle aşı konusunda çalışmalar sürdüren ve Türkiye’ye döndükten sonra aşı konusunda çalışan Prof. Dr. Ceyhan, dünyada ve ülkemizde yaşanan neredeyse bütün salgın hastalıklarda çalıştı. Çocuk felci, kuş gribi, domuz gribi ve son olarak Kovid salgını sırasında hep sahada olan isim oldu.

EVİMDEN ÇOK BURADAYDIM

Prof. Dr. Ceyhan ‘evimden çok buradaydım’ dediği Hacettepe Tıp Fakültesi’nden ‘zorunlu haller’ dışında ayrılmadığını anlatan Prof. Dr. Ceyhan, şunları söyledi;

“1974’de öğrenci olarak kapısından girdim üzerinden 50 yıl geçti. Yaş haddinden dolayı emekli oluyorum. Ankara’da yaşamaya devam edeceğim. İnanın içim çok rahat bir şekilde Hacettepe’ye bakacağım.

Hekimlik belli bir süre yürütülüp sonra unutulacak bir iş değil. Yılların bilgi birikimini unutmak bir kenara atmak mümkün değil. Bunları aktarmam gerekiyor, gücüm yettiğince mücadele etmeye devam edeceğim. Bu bir süreçti o sürecin sonuna geldim. 50 sene sonra nokta koyuyorum.

BÜYÜK İLAÇ FİRMALARIYLA FALAN ÇALIŞMAYACAĞIM

Bu kadar yoğun çalışırken şimdi emekli oldum diye eve kapanmayı ya da yazlığa gidip orada yaşamayı falan düşünmüyorum.

O herkesin, aşı karşıtlarının söylediği gibi büyük ilaç firmalarıyla da onların bağlantılarıyla da çalışmayacağım. İçleri rahat olsun. Özel üniversitelerden teklifler var, arayanlar var. Ama onların getirdiği şartlara açıkçası ben çok sıcak bakmıyorum. Epidemiyoloji, bulaşıcı hastalıklar, aşı gibi konularda çalışan daha küçük yerli gruplara danışmanlık yapabilirim, onlara bilgilerimi aktarabilirim.

Yine uzun yıllardır ihmal ettiğim bir konu var kitap yazmak. Ona ağırlık vereceğim. Gene halkın, hekimlerin eğitimlerine katkıda bulunmaya çalışacağım. Ben yıllardır Türkiye’deki her salgın hastalıkta her aşı geliştirilmesinde çalıştım. Kuş gribi, domuz gribi, Kovid… Buralardan edindiğim tecrübelerimi aktarmam gerekiyor.”

patronlardunyasi.com

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir